Türkçenin Bugünü - ...:: TÜRK DİLİ ::... Dil Bilgisi, Kompozisyon Konuları ve Sunuları, Kaynaklar

İçeriğe git

Türkçenin Bugünü

DİL BİLGİSİ
TÜRK DİLİNİN BUGÜNKÜ DURUMU VE YAYILMA ALANLARI


Türkler, tarihin eski devirlerinde olduğu gibi bugün de varlıklarını oldukça geniş bir coğrafyada sürdürmektedir. Dünya haritasına baktığımız zaman doğuda Moğolistan ve Çin içlerinden batıda Viyana’ya; kuzeyde Sibirya’dan güneyde Bağdat, Lübnan sınırı ve Kıbrıs içlerine kadar uzanan büyük coğrafyaya Türklerin yayıldıklarını görürüz. Günümüz şartları içerisinde eğitim, iş gibi çeşitli sebeplerle farklı bölgelerde yaşamak durumunda olan Türkleri de buna dâhil edersek bu alan daha da genişlemektedir.

Dünya Türklüğü yönlere göre adlandırılırken Hazar’ın batısında ve güneyinde kalan Türkler Batı Türklüğü; Hazar’ın doğusunda kalan Türkler Doğu Türklüğü; Karadeniz, Kafkaslar ve Hazar’ın kuzeyinde kalanlar Kuzey Türklüğü olarak adlandırılır.
Yönlere göre dünya Türklüğü şu şekilde ayrılmaktadır:
A. Batı Türklüğü
1. Türkiye Türkleri
2. Rumeli Türkleri (Yunanistan, Bulgaristan, Bosna, Hırvatistan, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Slovenya; ayrıca Moldova ve Bulgaristan’daki Gagavuzlar)
3. Kıbrıs Türkleri
4. Suriye Türkleri
5. Irak Türkleri
6. Azerbaycan Türkleri (Kuzey Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile İran’daki Güney Azerbaycan’da)
B. Doğu Türklüğü
1. Batı Türkistan Türkleri (İranın Horasan bölgesinde, Afganistanın kuzeyinde ve dağılan Sovyetlerdeki Türkmen, Karakalpak, Özbek, Kazak ve Kırgız Türkleri)
2. Doğu Türkistan Türkleri (Çinin batı bölgesinde yer alan Doğu Türkistandaki Uygur ve Kazak Türkleri)
C. Kuzey Türklüğü
1. Sibirya Türkleri (Yakutlar)
2. Abakan Türkleri (Tuvalar ve Hakaslar)
3. Altay Türkleri
4. İdil-Ural Türkleri (Kazan ve Batı Sibirya Tatarları, Başkurtlar ve Çuvaşlar)
5. Kafkas Türkleri (Kafkasların kuzeyindeki Karaçay, Malkar (Balkar), Nogay ve Kumuk Türkleri)
6. Kırım Türkleri (Özbekistan, Kırım, Türkiye ve Romanya’da)
7. Karay Türkleri (Polonya ve Litvanya’da)
Bütün bu alanlarda konuşulan Türk dilinin biri Yakutça diğeri Çuvaşça olmak üzere iki uzak lehçesi vardır.
Yakutça ve Çuvaşça, Türk dilinin metinlerle takip edilebilen devirlerinden daha önceki çağlarda ayrıldıkları ve ana Türk kitlesi ile temasları kesildiği için ayrı birer lehçe karakteri kazanmışlardır. Esasen Yakutça ve Çuvaşça, yüzyıllar boyunca birer konuşma dili olarak kullanılmış, ancak 19. ve 20. yüzyıllarda yazı dili haline gelmiştir. Bugün her iki lehçe de kiril alfabesini kullanmaktadır.
Bugünkü yazı dilleri şöyle sınıflandırılabilir:  (Türk Dilleri)
A. Batı Türkçesi (Güney-Batı Türkçesi)
1. Türkiye Türkçesi
2. Gagavuz Türkçesi
B. Kuzey-Doğu Türkçesi (Doğu Türkçesi)
1. Özbek Türkçesi          9. Nogay Türkçesi
2. Uygur Türkçesi           10. Karaçay Türkçesi
3. Kazak Türkçesi          11. Malkar (Balkar) Türkçesi
4. Karakalpak Türkçesi  12. Kumuk Türkçesi
5. Kazan Türkçesi           13. Altay Türkçesi
6. Başkurt Türkçesi         14. Hakas Türkçesi
7. Kırım Türkçesi             15. Tuva Türkçesi
8. Kırgız Türkçesi

Bugünkü Türk Yazı Dillerinin Kullanıldığı Bölgeler

Batı Türkçesi (Güney-Batı Türkçesi) kolundaki
Türkiye Türkçesi:
Türkiye ve KKTCde; Irak, Suriye, Yunanistan, Bulgaristan, dağılan Yugoslavyadaki Türkler arasında; Rusyadaki Ahıska (Meshet) Türkleri arasında ve Avrupadaki, Avustralya daki, Amerikadaki, Arap ülkelerindeki Türk vatandaşları arasında,
Gagavuz Türkçesi:
Moldova, Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya’ daki Türkler arasında,
Azerbaycan Türkçesi:
Kuzey Azerbaycan’da (Azerbaycan ve Gürcistan’da), Güney Azerbaycan’da (İran’da),
Türkmen Türkçesi:
Türkmenistan’da, İran’ın Horasan bölgesinde; Afganistan ve Pakistan’daki Türkmenler arasında konuşulmaktadır.
Kuzey-Doğu Türkçesi (Doğu Türkçesi) kolundaki
Özbek Türkçesi:
Özbekistan’da; Afganistan ve Pakistan’daki Özbekler arasında,
Uygur Türkçesi:
Doğu Türkistan’da (Çin) ve Kazakistan’daki Uygur Türkleri arasında,
Kazak Türkçesi:
Kazakistan’da ve Doğu Türkistan’daki (Çin) Kazak Türkleri arasında,
Kırgız Türkçesi:
Kırgızistan’da ve Doğu Türkistan’daki Kırgızlar arasında,
Kazan (Tatar) Türkçesi:
Tatar Muhtar Cumhuriyeti’nde,
Başkurt Türkçesi:
Başkurdistan’da,
Kırım Türkçesi:
Kırım’da, Romanya’daki Kırım Türkleri arasında,
Karakalpak Türkçesi:
Aral Gölü çevresinde Karakalpaklar arasında,
Altay Türkçesi:
Altay Muhtar Cumhuriyeti’nde,
Hakas (Abakan) Türkçesi:
Dağılan Sovyetler’deki Hakas Türkleri ve Çin’in Kansu Eyaletindeki Hakaslar arasında,
Tuva Türkçesi:
Tuva Muhtar Cumhuriyeti’nde ve Moğolistan’daki Tuvalar arasında konuşulmaktadır.
Kuzey Kafkasya’da ise, Nogay, Karaçay, Malkar (Balkar) ve Kumuk Türkçeleri konuşulmaktadır.
Sovyet politikasının bir sonucu olarak eski Sovyetlerdeki nüfus dağılımının çeşitlilik gösterdiğini hatırlatmakta yarar vardır. Günümüz için bile mesela, Türkmenistan denildiği zaman nüfusunun çoğunluğunu Türkmen Türklerinin oluşturduğu ülke akla gelmektedir. Ancak sayıları az olmakla beraber milliyetleri farklı grupların yanında değişik Türk boylarından Türklerin de bu ülke sınırları içinde yaşadığını belirtelim. Bu durum, diğer Türk Cumhuriyetleri için de geçerlidir. Türkçenin konuşulduğu yerleri değerlendirirken bu özellik de göz önünde bulundurulmalıdır.


Günümüzde Türk dili, üç değişik alfabe ve yirmiden fazla yazı diliyle varlığını devam ettirmektedir: Türkiye, KKTC, Yunanistan, Bulgaristan ve dağılan Yugoslavyadaki Türkler Latin temeline dayalı Türk alfabesini; dağılan Sovyetlerdeki Türkler kiril harflerine dayalı alfabeleri; Çin, İran, Afganistan ve Iraktaki Türkler, Arap harflerine dayalı alfabeleri kullanmaktadırlar. Azerbaycan, Türkmen, Özbek, Kırım, Gagavuz ve Karakalpak Türkleri Latin temeline dayalı alfabelere geçmişlerdir. Türk Cumhuriyetleri ve muhtar cumhuriyetlerden bazılarında ise Latin temeline dayanan alfabeye geçiş hazırlıkları devam etmektedir.
Batı Trakya bölgesinde ve Ege adalarında kalan 190.000 kadar Türk ile Kıbrıs ve dağılan Yugoslavya’daki Türkler, Türkiye Cumhuriyetinin resmî alfabesini ve yazı dilini kullanmaktadır.
Irak Türkleri yazı dili olarak Türkiye Türkçesini kullanırken, Arap harfli Türk alfabesiyle yazmaktadırlar. Irak Türklerinden de Türkiye’ye göçenler bulunmaktadır.
Suriye’nin kuzeyinde ve Lâzkiye bölgesinde yaşayan Türklerin herhangi bir neşriyatı yoktur. Bunlar Türkiye Türkçesinin Güneydoğu ağızlarına yakın bir ağızla konuşurlar.
İran’daki Azerbaycan Türkleri, şahlık rejiminin sonuna kadar yayın faaliyetinde bulunamıyorlardı. 1978’den beri Azerbaycan Türkçesiyle gazete, dergi ve kitap çıkarmakta; radyo yayını yapmaktadırlar. Kullandıkları alfabe, Arap harfli Türk alfabesidir.
Kırım Türkçesi aslında Kuzey-Doğu Türkçesinin bir kolu olmakla birlikte Kırım, 1475-1774 yılları arasında üç yüz yıl Osmanlı idaresinde kaldığından büyük ölçüde Batı Türkçesinden etkilenmiştir. 1783 yılında Rus hâkimiyetine giren Kırım Türklerinin büyük çoğunluğu muhtelif tarihlerde Romanya ve Türkiye’ye göçmüşlerdir. Türkiye’dekiler konuşma dili olarak Kırım Türkçesini hâlâ kullanmakta, yazı dili olarak Türkiye Türkçesine bağlı bulunmaktadırlar. Kırımlılardan tahminen 40-50 bin kişilik bir grup da ABD ve Kanada’da yaşamaktadır.
Rus hâkimiyetinden sonra, geçen asrın ikinci yarısında Kuzey Kafkasya’daki bazı Karaçay ve Kumuk Türkleri de Anadolu’ya göçmüşlerdir. Anadolu’nun çeşitli bölgelerine yerleştirilen Karaçaylarla, Kumuklar kendi ağızlarını konuşma dili olarak hâlâ kullanmaktadırlar. Türkiye’de, sayıları birkaç bin civarında Kazan ve Batı Sibirya Tatarı da bulunmaktadır. Birkaç bin Tatar da Finlandiya’da yaşamakta ve Latin harflerine dayalı bir alfabe kullanmaktadır.
Kafkasya’daki Karaçay ve Malkar (Balkar) Türkleri 1944 yılında Sibirya’ya sürülmüş, 1958’de tekrar yurtlarına dönmelerine izin verilmiştir. Bir kısmı hâlâ sürgünde bulunmaktadır.
2002 yılı verilerine göre yaklaşık üç buçuk milyon Türk’ün, başta Almanya olmak üzere Avrupa ve Arap ülkelerine hatta Amerika ve Avustralya’ya beyin ve iş gücü dolayısıyla gittiklerini, bir kısmının oralarda kaldıklarını kaydetmek lazımdır. Kıbrıs Türklerinin önemli bir bölümü Türkiye’ye göçmüş, 80.000 kadarı İngiltere’ye yerleşmiş, 200.000 kadarı ise KKTC’de kalmıştır.
Türk dilinin bugünkü durumu için tablonun çok iç açıcı olduğunu söylemek zordur. Osmanlı Türkçesinin çekildiği yerlerde Türkçe gittikçe zayıflamaktadır. Dağılan Sovyetlerdeki Türk yazı dillerine Rusça kelimeler sokulmuş, uygulanan alfabelerle bazılarının fonetik sistemi alt üst edilmiştir. Türkiye’de batı dillerine ait kelimelerin istilası yanında, sadeleşme adına kültürsüz ve medeniyetsiz bir kabile diline doğru hızla yol alınmaktadır. Türkçenin zenginliklerinden, anlatım kolaylıklarından, inceliklerinden yararlanılamamaktadır. Kaba sözlerin ve argonun kullanımındaki sıklık her geçen gün artmaktadır. Sezgiye dayalı bir anlaşma yolu tercih edilerek günlük kullanımdaki kelimelerin sayısında bir azalma görülmektedir. Basın yayın organlarında ana dilimize gereken önemin verilmemesi, saygının gösterilmemesi, bu alandaki kontrolsüzlük ve Türkçeyi Koruma Kanunu’nun çıkarılamaması sebebiyle olumsuz bir gelişme gözlenmektedir.
Bu olumsuzlukların yanında Türk dili ve Türklük âlemi açısından son yıllarda (aşağıda bazılarını sıraladığımız) sevindirici gelişmelerin olduğunu da belirtelim:
Sürekli Türk dili kurultaylarında, Türk dünyasından bilim adamlarının da katılımlarıyla Türk dilinin bugünkü meseleleri, ortak yazı dili, ortak alfabe gibi konular tartışılarak bu yolda epeyce mesafe alınmıştır.
Düzenli olarak, Türk devletleri ve topluluklarıyla dostluk, kardeşlik ve işbirliği kurultayları yapılmaktadır.
Türkçe konuşan ülkelerin devlet başkanları her yıl bir araya gelerek Türk dünyasının sorunlarını tartışmaktadırlar.
Fen-Edebiyat Fakültelerinin bazılarında, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümleri açılmıştır.
Kazakistan’daki Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nde 1991’den beri Türkçe öğretim devam etmektedir. Yine Kırgızistan’daki Bişkek Manas Üniversitesinde de Türkçeyle eğitim yapılmaktadır. Ayrıca Türk Cumhuriyetlerinden bazılarındaki üniversitelerde Türk Dili ve Edebiyatı Bölümleri açılmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığınca, Türk Cumhuriyetlerinde açılan Türkiye Türkçesi Eğitim Öğretim Merkezleri, İlköğretim Okulları ve Anadolu Lisesi statüsündeki okullarda eğitim öğretim devam etmektedir.
Orta dereceli okullarımızdaki Türk Dili ve Edebiyatı dersinin müfredat programına dış Türklerin edebiyatlarından örnekler de dâhil edilmiştir.
Türk Cumhuriyetleri ve akraba topluluklarından gelerek Türkiye’de yüksek öğrenim gören gençler, eski bağların yeniden canlanmasında köprü görevini üstleniyorlar. YGS’de Türk cumhuriyetlerindeki üniversiteleri tercih ederek aynı maksatla buralara giden gençler, soydaşlarıyla kaynaşma imkânını da buluyorlar.
Çağdaş Türk lehçelerinin çoğunun grameri Türkiye Türkçesiyle de yazılmıştır. Yeni bir alan olarak lehçelerle ilgili çalışmalar ağırlık kazanmıştır.
Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığınca yürütülen Türk Dünyası Ortak Edebiyatı Projesi kapsamında dört ciltlik Türk Dünyası Edebiyat Metinleri Antolojisi, üç ciltlik Türk Dünyası Edebiyatçıları Ansiklopedisi ve iki ciltlik Türk Dünyası Edebiyat Kavramları ve Terimleri Ansiklopedik Sözlüğü 2001 yılında yayımlandı.
Kültür Bakanlığı tarafından Başlangıcından Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi’nin en son on altıncı cildi yayımlandı.
Türk projesi, dünyanın en büyük tarih araştırma projesi olarak Yeni Türkiye Araştırma ve Yayın Merkezi tarafından hayata geçirildi ve toplam 21.000 sayfadan oluşan yirmi bir ciltlik Türkler ansiklopedisi yayımlandı.
Türk Cumhuriyetlerinin tarihi konusunda müstakil kitaplar, farklı alfabelerle basılmıştır.
Sözlüklerle ilgili çalışmalar devam etmektedir. Türkmen Türkçesi Sözlüğü, Gagavuz Türkçesinin Sözlüğü, Karaçay Lehçesi Sözlüğü... gibi sözlüklerden bir kısmı Türkiye Türkçesiyle yayımlanmıştır.
Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü, 1991 yılında tamamlanarak basılmıştır.
Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, epeyce uzun bir zamandan beri yayımladığı Türk Kültürü adlı dergisinde Türk dünyasıyla ilgili gelişmelere, yeniliklere, kültür faaliyetlerine yer vermektedir.
Türk Dil Kurumu, altı ayda bir yayımladığı Türk Dünyası Dil ve Edebiyat dergisinde Türk lehçeleriyle ilgili yazılara yer vermektedir.
Yıllardan beri yayımlanan Kardaş Edebiyatlar dergisini de burada özellikle anmak gerekir.
Ankara Üniversitesi TÖMER, 1995 yılından beri iki ayda bir Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Dergisi’ni çıkarmaktadır.
Bir çoğu T.C. Kültür Bakanlığı tarafından yayımlanan, Türk lehçeleri ve edebiyatlarından seçmelerle oluşturulan antolojileri ve bu lehçelerin seçkin edebî eserlerini Türkiye Türkçesine aktarılmış şekliyle bulmak mümkündür.
Yurt dışındaki Türklerin çeşitli dernek ve kuruluşlarınca yayımlanan dergilere her geçen gün yenileri eklenmektedir.
Türkiyeli iş adamlarının Orta Asya’nın hemen her yerindeki ticari faaliyetleri, buralarda Türkiye Türkçesini öğrenmeyi cazip hâle getirerek Türkçenin İngilizce’den daha muteber bir dil olmasını sağlamıştır.
Türk boylarının yaşadıkları yerleri, 1990 yılı öncesinde haritada gösteremeyecek vatandaşlarımız bile ticari faaliyetlere katılma veya inşaat sektöründe çalışma gibi sebeplerle bu yerleri artık çok iyi bilmektedirler.


SÖZÜN ÖZÜ

Türkler ve Türk dili, tarihte olduğu gibi, bugün de durgun değil, çok geniş bir alan içinde, çok hareketli bir manzara arz etmektedir. Türk dili, bugün yaklaşık olarak 200-250 milyon insan tarafından, Avrupadan biraz daha geniş bir alanda konuşulmakta; üç farklı alfabe (Latin temeline dayalı Türk alfabeleri, Arap alfabesi ve kiril alfabesi) ve yirmiden fazla yazı diliyle varlığını devam ettirmektedir.
Dünyada, Türklerden başka bir millet, bu kadar geniş bir alanda, bu kadar hareketli ve köklü bir geçmişe sahip olmamıştır. Türklerden başka bir milletin diliyle bu kadar uğraşılmamıştır. Dolayısıyla Türkçe, bu hareketlilikten, dağınıklıktan ve bunca olumsuzluktan payını almıştır.



Türkçenin Konuşulduğu Bölgeler
2013-2024 © Türk Dili - Doç. Dr. Ahmet KAYASANDIK
Facebook'ta paylaş
İçeriğe dön