Abdurrahim Karakoç
DOSTA DOĞRU
İçimde uzayan her yol 
Çıkar gider dosta doğru 
Menekşe, nergis, ıtır, gül, 
Kokar gider dosta doğru 
Zamanım yoğrulur gamla 
Birleşir sabah, akşamla 
Ilık kanım damla damla 
Akar gider dosta doğru 
Gel bende gör, sen gel beni 
Durduramaz engel beni 
Görmediğim bir el beni 
Çeker gider dosta doğru 
Beynim fırın, bağrım tandır 
Yanarım hayli zamandır 
Sevgim bir yavru ceylandır 
Çeker gider dosta doğru 
Ne saklarım ne gizlerim 
Yalnızca onu özlerim 
Tabutta bile gözlerim 
Bakar gider dosta doğru
MİHRİBAN
Sarı saçlarına deli gönlümü,
Bağlamışım çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü,
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
Yâr deyince kalem elden düşüyor,
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor.
Lambada titreyen alev üşüyor,
Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban.
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama,
Aşk deyince ötesini arama.
Her nesnenin bir bitimi var ama.
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban 
Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur, aşkın külüne
Saştım kara bahtım tahammülüme
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kör düğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban
UNUTURSUN
Unutmak kolay mı, deme. 
Unutursun Mihriban'ım. 
Düğün bayram gelsin hele 
Unutursun Mihriban'ım. 
Zaman erir kelep kelep 
Meyva, dalında kalmaz hep 
Unutturur bir çok sebep 
Unutursun Mihriban'ım. 
Yıllar sineme yaslanır 
Hatıraların paslanır 
Bu deli gönlün uslanır 
Unutursun Mihriban'ım. 
Süt emerdin gündüz gece 
Unuttun ya, büyüyünce... 
Ve işte tıpkı öylece 
Unutursun Mihriban'ım. 
Gün gecer azalır sevgi 
Değişir herşeyin rengi 
Bugün değil, yarın belki 
Unutursun Mihriban'ım. 
Düzen böyle bu gemide 
Eskiler yiter yeni de 
Beni değil, sen, seni de 
Unutursun Mihriban'ım.