Hazırlıklı Konuşmalar
KOMPOZİSYON
HAZIRLIKLI KONUŞMALAR
Hazırlıklı Konuşmalarda Dikkat Edilecek Hususlar
1. Dinleyici Analizi
2. Konuşma Amacının Belirlenmesi
3. Konu Seçimi
4. Konuşma Planı ve Hazırlık
5. Hazırlığın Denenmesi
6. Sunuştan Önce Yapılacaklar
7. Sunuş
AÇILIŞ KONUŞMALARI
AÇIŞ VE TAKDİM KONUŞMALARI
NUTUK
KONFERANS
MÜLAKAT (GÖRÜŞME)
TARTIŞMA
MÜNAZARA
AÇIK OTURUM
BİLGİ ŞÖLENİ
PANEL
FORUM
BİLGİ ŞÖLENİ (SEMPOZYUM)
SEMİNER
Hazırlıklı Konuşmalarda Dikkat Edilecek Hususlar
1. Dinleyici Analizi
2. Konuşma Amacının Belirlenmesi
3. Konu Seçimi
4. Konuşma Planı ve Hazırlık
5. Hazırlığın Denenmesi
6. Sunuştan Önce Yapılacaklar
7. Sunuş
AÇILIŞ KONUŞMALARI
AÇIŞ VE TAKDİM KONUŞMALARI
NUTUK
KONFERANS
MÜLAKAT (GÖRÜŞME)
TARTIŞMA
MÜNAZARA
AÇIK OTURUM
BİLGİ ŞÖLENİ
PANEL
FORUM
BİLGİ ŞÖLENİ (SEMPOZYUM)
SEMİNER
HAZIRLIKLI KONUŞMALAR
Bir konuda bilgi vermek, kamuoyu oluşturmak, deneyimleri paylaşmak… gibi sebeplerle amacı, konusu, yeri, zamanı önceden belirlenen ve dinleyiciler huzurunda yapılan sunuş konuşmaları hazırlıklı konuşmalardır. Bu konuşmalar siyasi, hukuki, ilmî, dinî, ticari vb. gibi konularda olabilir.
Hazırlıklı Konuşmalarda Dikkat Edilecek Hususlar
Konu ne olursa olsun dinleyicilere hitaben yapılacak konuşmalarda başarılı olabilmek için yukarıda sıralanan yanlışlardan sakınma, konuşma kurallarına uyma dışında aşağıda sıralananlar da dikkate alınmalıdır:
1. Dinleyici Analizi: Belli bir gruba hitap edecek konuşmacı, (radyo dinleyicilerini ve televizyon seyircilerini dikkate almazsa) konuyu tespit etmeden önce ilk olarak dinleyicilerin niteliğini öğrenmelidir. Çünkü konuyu buna göre seçmesi ve hazırlığını da dinleyicilerin özelliğine göre yapması şarttır.
Dinleyicilerin sayısı, yaşları, cinsiyetleri, eğitim durumları, ilgi alanları, sosyal çevreleri gibi etkenler konu ve hitap tarzının tespiti için önemlidir.
2. Konuşma Amacının Belirlenmesi: Konuşmacının amacı, şöhretini arttırmak, sayılmak, beğenilmek, taraftar kazanmak, oy toplamak, para kazanmak, inançları pekiştirmek, deneyimlerini paylaşmak, insanlara doğruyu öğretmek, dinleyenleri bilgilendirmek, düşündürmek, avutmak, onları harekete geçirmek vs. olabilir. Amaç belirlendikten sonra bu amacı gerçekleştirmeye uygun konu seçilmelidir.
3. Konu Seçimi: Konu bazen programı düzenleyenler tarafından belirlenerek konuşmacıya bildirilir. Ancak esasen konu tespitinin hatibe bırakılması daha uygundur. Hatip, dinleyicilerin özelliklerini göz önünde bulundurarak hem kendi hem dinleyici için ilginç bir konu seçmelidir. Bu konu onun uzmanlık alanıyla ilgili, işlenebilir, geliştirilebilir olmalıdır. Seçilen konunun sınırlandırılabilir ve bol kaynaklı olması daha uygundur.
4. Konuşma Planı ve Hazırlık: Konuşmacı ne kadar deneyimli olursa olursa olsun, konuşma planını ihmal etmemelidir.
Konuşma metni hazırlanırken sunuşun özgün olması ve tekrara düşmemek için (varsa) önceden yapılan konuşmaların metinleri incelenmelidir. Konuşma süresi dikkate alınarak değişik kaynaklardan kapsamlı bir hazırlık mutlaka yapılmalıdır. Alınan notlar, yararlanılacak kaynaklar, konuşma planına göre sıralanmalıdır.
Hatip, konuşma metni ayrıntılı ve ciddi biçimde hazırlanırken dinleyenlerin beklentilerini göz ardı etmez. İyi bir başlangıçla dikkat çeker. Dinleyenlerin düzeylerine uygun, yalın, kısa, samimî cümleler kurar. Gereksiz ayrıntılara yer vermez. Konunun özelliğine göre enteresan olaylardan, merak uyandırıcı hatıralardan, nüktelerden yararlanır, örnekler verir. Yapıcı bir üslup kullanır.
5. Hazırlığın Denenmesi: Hatip, konuşma metnine son şeklini verdikten sonra düşüncelerinden ve uyarılarından yararlanacağı biri huzurunda/ayna önünde konuşmasını birkaç kez denemelidir.
Konuşmanın kaç dakika sürdüğü tespit edilerek dinleyenin tavsiyeleri de dikkate alınmalı, son düzeltmeler buna göre yapılmalıdır.
Deneyimli konuşmacılar böyle bir provaya ihtiyaç duymayabilirler.
Konuşma metninde bazı terimler veya yabancı kelimeler varsa sunuş sırasında gülünç duruma düşmemek için bunların nasıl okunduğu/telaffuzu mutlaka öğrenilmelidir.
6. Sunuştan Önce Yapılacaklar: Konuşmanın yapılacağı yeri önceden görmekte yarar vardır. Kürsüye nereden gelinecek, giriş ve çıkış nereden yapılacak, kapalı bir yerde konuşulacaksa ışık düzeni nasıldır, sunuş sırasında birtakım araç ve gereçlerden faydalanılacaksa bunlar hazır ve çalışır durumda mıdır, ses düzeni nasıldır... gibi soruların cevaplarını bilmek hatibi rahatlatır.
Konuşmanın çeşidine göre sunuş sırasında kullanılabilecek haritalar, grafikler, istatistikler, raporlar, notlar, belgeler, kupürler vs. varsa konuşmacı bunları yanında bulundurmalıdır.
Sunuş sırasında dinleyicilerin dikkatini dağıtabilecek (çelenk, sürahi, çanta, çiçek vb. gibi) fazlalıklar kürsüden uzaklaştırılmalıdır. Birilerinin hatibin yanında veya arkasında dolaşmasına izin verilmemelidir.
Büyük bir salonda, sayıca az dinleyici grubuna hitap edilecekse önceden tedbir alınarak dinleyicilerin salonun ön tarafına toplanmaları sağlanmalıdır.
Konuşmacı, kılık kıyafetin önemini ihmal etmeyip sade bir kıyafetle vaktinden önce sunuş yapacağı yerde hazır bulunmalıdır.
Kürsüye davet edilmeden (varsa) hitapta bulunacağı protokolün orada olup olmadığını bilmelidir. Planlandığı hâlde protokolden gelmeyenler varsa hitap sırasında bunlar söylenmeden geçilmelidir.
Dinleyenler üzerindeki etkiyi artırmak için konuşmacıyı mutlaka bir başkası kürsüye davet etmelidir.
7. Sunuş: Kürsüye/sahneye davet edilen konuşmacı, canlı adımlarla gelmelidir. Dinleyicilerin karşısına düzgün bir kılık kıyafetle çıkan konuşmacının dış görünüşünde (yüzünde, bakışlarında, tavırlarında), sesinde konusunu iyi anlatabilme heyecanı ve güzel konuşma isteğinin sezilmesi dinleyenleri olumlu etkiler. Bu yüzden konuşmacı, dinleyiciler karşısında rahat olmalı, (kravat düzeltmek, tespih çekmek, elini cebine sokmak, düğmelerle veya mikrofonla oynamak gibi) dikkat dağıtan hareketlerden sakınmalıdır.
Hatip, konuşma planındaki sıraya göre yapacağı sunuşta aşağıdaki hususlara da dikkat etmelidir:
a) Konuşmacı asla “Biraz başınızı ağrıtacağım, kusura bakmayın. Ben aslında iyi konuşmayı beceremem. Aslında içinizde bu konuyu benden daha iyi bilenler var ama görev bana verildi. Bildiğim kadarıyla anlatmaya çalışayım. Bugün boğazım ağrıyor. Özür dilerim, sesim iyi çıkmıyor. Birden heyecanlandım.” gibi, konuşmanın etkisini azaltacak ifadelerle söze başlamamalıdır. Hitaptan sonra programı düzenleyenlere ve dinleyenlere teşekkür etmeyi unutmamalıdır.
b) Konuşmacı sakin ve rahat olmalı, gereksiz hareketlerden sakınmalıdır.
c) Sesini daha iyi kontrol edebilmek için düzenli nefes almalıdır.
ç) Ses tonunu dinleyenlerin ilgilerini canlı tutacak şekilde konuya göre ayarlamalıdır. Vurgu ve tonlamayı yerinde ve doğru yapmalıdır. Jest ve mimikleri konuyla, sesle, söyleyişle uyumlu olmalıdır.
d) Konunun özelliğine göre heyecan unsurları katması; nükte, fıkra, hatıra veya küçük bir hikâye anlatması uygun olabilir.
e) Konuşurken dinleyicileriyle göz irtibatını asla kesmemeli, onların tepkileri iyi analiz etmelidir. Zira dinleyiciler düşüncelerini, söylenenlere katılıp katılmadıklarını, sıkıldıklarını, yorulduklarını... yüksek sesle ifade etmeseler de bunu tavırlarına, bakışlarına yansıtırlar. Hatip, dinleyicilerini iyi gözleyerek onların tepkilerini kontrol etmeli ve konuşmasını buna göre sürdürmelidir.
f) Konuşmacı samimî, saygılı ve hoşgörülü olmalı; konuşurken başkalarını kıracak ölçüsüzlüklerden, kaba sözlerden ve argodan sakınmalıdır.
g) İyi bir giriş ve iyi bir sonucun konuşmanın en etkili bölümleri olduğunu unutmamalıdır.
ğ) Konuşmacı kendine ayrılan süreye uymalı; sorulacak sorulara kısa, açık ve kesin cevaplar vermelidir.
h) Hatip, imkânlar ölçüsünde göze ve kulağa birlikte hitap etmek için teknolojiden yararlanmalı; konuşmasını görsel malzemelerle desteklerken sözlü anlatımıyla bunlar arasında denge kurabilmelidir.
ı) Konuşmasını asla özür ifadeleriyle bitirmemeli; hafifçe başını eğerek dinleyenleri selamlamalı ve onlara teşekkür etmelidir.
Hatip, konuşurken heyecanlı, istekli olursa, anlattıklarının pratik hayata nasıl geçirileceğini gösterirse, samimî olursa, dinleyicilerini usulüyle överse, kendinden örnekler verirse, beden dilini iyi kullanırsa, güldüren ama düşündüren espriler yaparsa, bazı sürprizler yaparsa, konuyu farklı ve ilginç açılardan değerlendirirse, somurtmazsa konuşmasının etkisini daha da artırabilir.
Başlıca hazırlıklı konuşma çeşitleri aşağıda sıralanmıştır:
AÇILIŞ KONUŞMALARI
Açılış konuşmaları bir kurumun, iş yerinin, derneğin, okulun, yolun, barajın… açılışı sırasında yapılan konuşmalardır. Bu konuşmalarda genellikle buranın hangi hizmetlere vesile olacağından, inşası/kuruluşu için harcananlardan, gösterilen gayretlerden, kuruluş aşamalarından, emeği geçenlerden bahsedilir. İyi dileklerde bulunulur, katkısı olanlara teşekkür edilir.
AÇIŞ VE TAKDİM KONUŞMALARI
Yetkililerin/ilgililerin akademik ve sosyal toplantılarda, törenlerde… programa dair açış/bilgilendirme amacıyla yaptıkları ilk konuşmalar, açış konuşmalarıdır.
Bu tarz konuşmalarda genellikle teknik bilgilerle, etkinliğin kapsamı, önemi, niteliği gibi hususlardan bahsedilir; dinleyiciler bir anlamda asıl konuşmalar için hazırlanmış olur.
Açış konuşmasını yapan kişi protokolü, katılımcıları, dinleyicileri selamlamayı ve konuşmasının sonunda onlara teşekkür etmeyi unutmaz.
Yukarıda bahsi geçen programlarda konuşacak kişi/kişiler, kürsüye/sahneye davet edilmeden öz geçmişlerine dair bilgilerle kısaca tanıtılır. Bu takdim/sunuş yapılırken yavan ifadeler ne kadar uygun değilse aşırı övgü ve çok süslü, abartılı cümleler de bir o kadar yersizdir.
NUTUK (SÖYLEV)
Nutuk dinleyicilere gerçekleri hissettirmek, bir düşünceyi/duyguyu aşılamak, önemli açıklamalarda bulunmak için yapılan coşkulu konuşmalardır. Nutuklar millî, askerî, siyasi, içtimai, ahlaki, hukuki olabilir. Nutuktan amaç heyecanlandırmak, inandırmak olduğu için hissiyat ön planda tutulur. Vurgu ve tonlama, jest ve mimikler, etkili ifadeler bu türde daha çok önem kazanır.
Hatip, dinleyicilerin sosyolojik ve psikolojik özelliklerini göz önünde bulundurarak herkesin anlayabileceği, herkesin heyecan duyabileceği yalın, açık bir üslup kullanmalıdır. Konuşmacı, söylediklerine kendi inanmazsa dinleyicileri coşturması, onları ikna etmesi mümkün değildir.
KONFERANS
Konferans bilim, sanat, teknoloji, ekonomi, eğitim gibi çeşitli alanların herhangi birinde tanınmış bir uzmanın belli bir konudaki düşüncelerini açıklamak, o konuyu öğretmek amacıyla yaptığı hazırlıklı konuşmadır.
Konferanslar genellikle bilimsel konularda verilmekle birlikte güncel mevzuların seçilmesi de mümkündür. Dinleyenlerin ilgi alanlarına ve seviyelerine uygun bir konunun seçilmesi, konferanstan beklenen amaca daha çok hizmet eder.
Konferanstan temel amaç dinleyicileri belli bir konuda bilgilendirmek olduğu için konferansçı, dinleyici grubunun niteliklerini göz önünde bulundurarak, bunlardan gelebilecek soruların cevaplarına da konuşmasında yer vermelidir. Anlaşılması güç cümleler, teknik kelimeler, kitabi üslup, tekdüzelik dinleyenleri yorar, onların dikkatlerini dağıtır. Örneklerin dinleyenlerin ilgi alanlarından seçilmesi, onlara yarar sağlayacak yeni ve güncel bilgilerin verilmesi, dinleyicilerin ve sesin iyi kontrol edilmesi, vurgu ve tonlamaların yerinde yapılması, mümkün olduğu kadar konuşma diliyle hitap edilmesi konferansı ilginç kılar.
Konferans Örnekleri:
MÜLAKAT (GÖRÜŞME)
Mülakat (görüşme) herhangi bir alanda tanınmış kişileri özellikle çok bilinmeyen yönleriyle etraflıca tanıtmak veya bunların önemli bir konu/sorun hakkında düşüncelerini okuyuculara aktarmak amacıyla yapılan görüşmelerin aktarıldığı gazete/dergi yazılarıdır. Bu niteliğiyle mülakat, aslında yazılı kompozisyon türlerindendir. Ancak günümüzde gazetelerden ziyade radyo/televizyon kanallarında yayınlanan mülakatlar, daha çok ilgi çekmektedir.
Mülakatlar genellikle şu plana göre hazırlanır/yapılır: Görüşülecek kişiden randevu alınır. Mülakatı yapacak kişi, muhatabı hakkında ayrıntılı bir araştırma yapar. Özenle hazırladığı soruları sıraya koyarak yazar. Randevusuna vaktinde gider, önce kendini tanıtır, muhatabı üzerinde iyi bir etki bırakmak için önceden hazırladığı giriş konuşmasını yapar. Konuyu kısaca özetler, sorularını sormaya başlar. Bu sorular okuyucuların/dinleyicilerin merak ettiği, o güne kadar bilinmeyen yönlere ait, nitelikli, tarafsız ve ilginç olur. Mülakat yapılan kişiyi zor durumda bırakabilecek özel sorulara, görüşlere, yorumlara yer verilmez. Görüşmede, herkesin anlayabileceği yalın ve açık bir kullanılır. Görüşme bittikten sonra güzel ve etkili sözlerle teşekkür edilir. Kaydedilen bu görüşme, düzenlendikten sonra yayınlanır.
Adaylar arasından uygun personeli seçmek yapmak amacıyla da gerektiğinde mülakat yapılabilmektedir. Böyle bir görüşmede başarılı olmak için aşağıdakilerin bilinmesinde yarar vardır:
1. Öncelikle m ülakatın sözlü/uygulamalı sınav olmadığı, adaya cevaplayamayacağı soruların yöneltilmeyeceği bilinmeli, sınav kaygısı yaşanmamalı, rahat olunmalı ve aday kendine güvenmelidir.
2. Mülakat ve mülakatlarda sorulan/sorulabilecek sorular hakkında ön hazırlık yapmak, yararlı olabilir. Bu hususla ilgili olarak
gibi bağlantılara bakılabilir.
3. Müracaat edilen kurum hakkında mutlaka bir araştırma yapılmalıdır. Aday, buraya sağlayabileceği katkıları önceden bilmelidir.
4. Mülakat için yer ve zaman belirtilmemişse mutlaka randevu alınmalı ve görüşmeye vaktinde gidilmelidir.
5. İyi bir kıyafetin en iyi tavsiye mektubu olduğu, komisyonun aday hakkındaki ilk izlenimlerini kılık kıyafetten edinecekleri asla unutulmamalıdır. Bu yüzden (aşırılığa gitmeden) kılık kıyafete gereken özen gösterilmelidir.
6. Kapıyı vurarak içeri giren aday, komisyonu selamlanmalı, kendini tanıtmalı, mülakata hazır olduğunu belirtmelidir. Görüşme sırasında k omisyonun aday hakkında “kılığıyla kıyafetiyle, saygısıyla, güveniyle, işe ilgisiyle, konuşmasıyla, görgüsüyle istenilen niteliklere sahip bir aday” şeklinde düşünmelerini sağlamaya gayret edilmelidir.
7. Sorular dikkatle dinlenmeli ve sadece sorulanlar cevaplanmalı; söz gereksiz yere uzatılmamalıdır. Görüşmede tuzak soruların sorulabileceği de hesaba katılarak temkinli konuşulmalıdır.
8. Komisyon üyeleri adayı, konuşmada açıklık, anlama, anlatma, idrak ve ikna kabiliyeti, zihnî kıvraklık, kendine güven ve tolerans gibi ölçütlerle değerlendireceği için konuşma kurallarına dikkat edilmelidir.
9. Görüşme tamamlandıktan sonra teşekkür edilmeli ve iyi dileklerde bulunulmalıdır.
Mülakatta sorulabilecek birkaç soru örneği: En son hangi kitabı okudunuz? Sizi diğer insanlardan ayıran olumlu üç özelliğiniz nedir? Sizce ülkemizde son bir haftada yaşanan en önemli gelişme hangisidir? Sizi tanımlayan beş sıfat sayınız. Son işinizden neden ayrıldınız? Niçin bizimle çalışmak istiyorsunuz?
Mülakat replikleri için burayı tıklayınız.
TARTIŞMA
Tartışma (münakaşa) bir grubu/çoğunluğu ilgilendiren ve önceden belirlenen konu/sorun hakkında farklı düşünceleri olan kişilerin bu mevzudaki görüşlerini açıklamak, konuyu/sorunu çözmek, muhatabın zayıf yönlerini aramak amacıyla yaptıkları karşılıklı konuşmadır.
Tartışmanın konusu, araştırılmaya ve hakkında konuşulmaya değer nitelikte olur. Tartışma sırasında konu dışına çıkılmaz, doğruluğu kanıtlanmış meselelerde ısrar edilmez. Söylenmeye değer hususlardan bahsedilir, boş konuşulmaz. Karşı tarafın fikirlerine saygı gösterilir. Konuşanın sözü kesilmez. Normal bir ses tonuyla konuşulur. Kişilik yapılmaz, dedikodu edilmez. Bu hususlar bütün tartışma çeşitleri için geçerlidir.
Tartışmalar, bir başkan tarafından yönetilir. Başkanın görevlerini bilerek ona yardımcı olunmakla bir anlamda tartışma kurallarına da uyulmuş olunur.
Tartışmalarda Başkanın Görevleri:
1. Konunun niteliklerini ve sınırlarını dinleyicilere belirtmek,
2. Konuşmacıları dinleyicilere tanıtmak,
3. Tartışma için uygun bir ortam oluşturmak,
4. Uygun sorularla tartışmayı başlatmak,
5. Konu dışına çıkanları uyarmak,
6. Herkese eşit konuşma süresi vermek, tarafsız olmak,
7. Konuşmacılara yerine göre sorular yöneltmek,
8. Tartışma kurallarına uymayanları uyarmak,
9. Kısa özetlerle konuyu toparlamak,
10. Tartışmanın sonucunu açıklamak.
Dinleyiciler huzurunda yapılan münazara, açık oturum, panel, forum ve bilgi şöleni toplu tartışma çeşitlerindendir.
Tartışma Örnekleri:
(Türkçenin ve Türkiye'nin Kökeni-Ceviz Kabuğu prg.)
(Çanakkale-Prof. Dr. Mehmet Çelik Sıradışı prg.)
MÜNAZARA
Münazara birer cümleyle ifade edilen bir tezle antitezin, iki grup arasında bir hakem heyeti (jüri) huzurunda savunulduğu, tartışıldığı hazırlıklı konuşmalardır.
Öğrencilerin topluluk karşısında konuşma ve dil becerilerini geliştirmek amacıyla da düzenlenen münazaralar, birer fikir ve söz yarışmasıdır. Amaç doğruyu bulmak değil yanlış olsa bile bir fikri inandırıcı biçimde savunmaktır.
Münazara, ekip çalışmasını gerektirir. Gruplar kendi tezlerini daha iyi savunmak için (karşı tarafın bu tezleri çürütmek için neler söyleyebileceğini de hesaba katarak) özel bir hazırlık yaparlar. Kimin ne söyleyeceğini önceden kararlaştırırlar.
Bir başkan yönetiminde, jüri önünde yapılan münazarada gruplardaki konuşmacı sayısı bir ile dört arasında değişebilir. Her grup kendi sözcüsünü/başkanını önceden belirler. Münazaranın uygulanış şekilleri arasında küçük farklılıklar olmakla birlikte grup sözcüleri sırasıyla gruptaki arkadaşlarını tanıtırlar ve konuyu hangi yönlerden ele alacaklarını belirtirler. Daha sonra grup üyeleri konuşurlar. Sözcülere son kez söz verilerek münazara tamamlanır. Jüri, değerlendirmesini yapar ve galip tarafı ilan eder. Bu değerlendirmenin daha nesnel olması için bilgi, diksiyon, özgünlük, inandırıcılık, buluş, zihnî kıvraklık, tartışma kurallarına uygunluk gibi ölçütlerin bulunduğu bir cetvel hazırlanmasında yarar vardır.
AÇIK OTURUM
Açık oturum toplumu ilgilendiren önemli ve çoğunlukla da güncel bir konunun/sorunun bir başkan yönetiminde alanın uzmanlarınca dinleyiciler önünde tartışıldığı konuşmalardır.
Açık oturumun dinleyiciler önünde yapılması esastır. Stüdyolarda yapılan açık oturumlara imkânlar ölçüsünde dinleyici alınmasında yarar vardır.
Açık oturumdan amaç, doğruyu bulmak veya bir karara varmak değil, dinleyicilerin ufkunu açmak, değişik bakış açıları kazandırmaktır.
BİLGİ ŞÖLENİ
Bilgi şöleni (sempozyum) tarih, sanat, siyaset, edebiyat, eğitim, bilim gibi alanlardan tespit edilen bir konunun çeşitli yönleri üzerinde, aynı oturumda, konunun uzmanı farklı kişiler tarafından yapılan bilimsel nitelikli seri konuşmalardır.
Bilgi şöleni iyi bir organizasyonu gerektirir. Bilgi şöleni için düzenleme kurulu oluşturulduktan sonra, konu belirlenir, önemli tarihler tespit edilir, iletişim sekreteryası marifetiyle bu duyurulur. Etkinliğe katılmak isteyen uzmanlar, bildiri başlıklarını ve bildiri özetlerini, belirtilen tarihe kadar gönderirler. Düzenleme kurulu bunları değerlendirerek uygun görülenleri tespit eder, oturumları belirler, etkinlik programını bastırır. Bu duyuruda bilgi şöleninin adı, oturumlar, katılımcılar, bildiri başlıkları, yer ve zaman belirtilir.
Konuşmacı sayısının üç ile altı arasında belirlendiği, bunların konuşma sürelerinin de en az beş dakika, en fazla yirmi dakika ile sınırlandığı ve diğer konuşma türlerine göre daha bilimsel ve ciddi bir üslupla yapıldığı bilgi şölenini, oturum başkanı yönetir. Başkan, oturumun konusunu, konuşmacıları ve bunların sunacağı bildirileri takdim eder. Sırayla bunlara söz verir, süreyi kontrol eder. Her bildiriden sonra kısa bir değerlendirme yapar. Bildiriler sunulduktan sonra dinleyicilerden birkaç soru alınarak bunlar cevaplandırılır, oturum tamamlanır.
Burada sunulan bildiriler, düzenleme kurulu marifetiyle bastırılır. Bu yüzden konuşmacılar, tebliglerine sadık kalırlar.
Bilgi şöleninden amaç, konuyu tartışmak değil, yararlı bilimsel çalışmalar yapmak ve bunları paylaşmaktır.
PANEL
Panel toplumu ilgilendiren bir konunun/sorunun o alanın uzmanları tarafından dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde tartışıldığı konuşmalardır.
Özellikleri bakımından birbirlerine çok benzerdiği için bazı kitaplarda panel ile açık oturum aynı konuşma türü olarak verilir. İkisi arasında sadece üslup farklılığı vardır.
Panelden amaç bir konuda uzlaşmaktan, karara varmaktan ziyade sorunu çeşitli yönleriyle aydınlatmak, farklı anlayışları ortaya koymaktır.
Panelde konuşmacı sayısı üç ile altı arasında değişebilir.
Paneli de bir başkan yönetir. Konunun ve panelistlerin takdimini başkan yapar. Konuşmacılar, uzmanı oldukları konunun ayrı birer yönünü ele alırlar. Konuşmalar, açık oturumda olduğu gibi başkanın belirlediği sıraya ve süreye göre yapılır.
Panelin sonunda, dinleyiciler panelistlere soru sorabilirler. Tartışma dinleyicilere de geçerse o zaman tartışma, foruma dönüşür; panelden foruma geçilmiş olur.
FORUM
Forum toplumu ilgilendiren bir konunun/sorunun değişik meslek gruplardan oluşan dinleyiciler arasında bir başkan yönetiminde tartışıldığı konuşmalardır.
Panele forumla devam edilecekse bu önceden duyurulur ve genellikle panelin süresi bir saat, forumun süresi ise yarım saat olarak belirlenir.
Forum, toplu tartışmaların başlı başına bir çeşidi sayılmamakla birlikte, dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif ve farklı bakış açılarıyla düşünmelerini sağlar.
Foruma, bilgisinden yararlanılmak üzere birkaç uzman davet edilebilir. Forumda dinleyiciler aynı zamanda konuşmacıdır. Forumda söz alan dinleyiciler, konuyla ilgisi olmayan özel sorunlarına değinmezler. Sorular kısa, açık ve net olmalı; tartışma, genel ahlak kurallarına uygun, samimî bir havada yapılmalıdır.
Forumdan amaç, bazı kararlar almak değil, konuyu değişik anlayışlarla, farklı boyutlarla ortaya koyarak bir beyin fırtınası gerçekleştirmektir.
SEMİNER
Seminerler herhangi bir konuda yapılan araştırma sonuçları hakkında bilgi vermek ve birkaç yetkilinin yönetiminde bunları tartışmak amacıyla düzenlenen toplantılardır. Seminer, aynı zamanda özellikle siyasi partilerin, vakıfların, derneklerin de çoğunlukla tercih ettiği öğretim yöntemlerinden biridir.
Üniversitelerde bir öğretim üyesinin danışmanlığında genellikle yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yaptıkları araştırmalarla ilgili rapor hazırlama, tartışma biçiminde yönetilen grup çalışmaları da seminerdir. Aynı zamanda lisansüstü öğretimdeki derslerden/sorumluluklardan biri olan bu seminerlerde öğrencinin araştırdığı/hakim olduğu bir konuyu anlatabilme ve topluluk önünde konuşabilme yeteneğini geliştirme amacı da vardır.
Danışmanın onayı alınarak tespit edilen konu, bilimsel ilkelerle araştırılıp metin hâline getirildikten sonra çoğaltılarak seminere katılacaklara dağıtılır. Öğrenci, belirlenen tarih ve saatte seminerini sunar. Yöneltilen soruları cevaplar. Bunda başarılı olursa seminer dersini de geçmiş olur.
On beş dakikası soru ve cevaplara ayrılmak üzere seminerin kırk beş dakikada tamamlanması önerilir ancak konunun özelliğine göre bu süre uzatılabilir.
Seminer Örneği: Alişan Kapaklıkaya Denizli Semineri