Güzel Konuşma - ...:: TÜRK DİLİ ::... Dil Bilgisi, Kompozisyon Konuları ve Sunuları, Kaynaklar

İçeriğe git

Güzel Konuşma

KOMPOZİSYON
KONUŞMA
Güzel Konuşmanın Önemi
GÜZEL KONUŞMA (RETORİK)
a) Konuşma Yanlışları
b) Güzel Konuşma Kuralları


KONUŞMA

Konuşma, kişinin kendi çevresindekilerle iletişim kurmasının en yaygın, en etkili ve en pratik yoludur. İnsan bir gerçeği açıklamak, bildiklerini diğer insanlara öğretmek, deneyimlerini paylaşmak, varlığını kanıtlamak, ilgilendiği konuları öğrenmek, toplumsal etkileşimde bulunmak, duygularını ve düşüncelerini başkalarına aktarmak için konuşma ihtiyacındadır. Bu ihtiyacın en güzel biçimde karşılanması ise güzel konuşmanın önemine inanmaya ve sözlü anlatımın ilkelerine uymaya bağlıdır.

Güzel Konuşmanın Önemi
İnsanların birbirleriyle iletişimlerinde söz, yazıdan daha önce, daha etkili ve daha pratiktir. İnsanı diğer canlılardan ayıran önemli özelliklerden biri olan konuşmanın, usulüne göre yapılması hemen her alanda başarılı olmanın temel şartlarındandır.
Kendini doğru ifade edebilme, gönülleri fethetme, dinleyenleri kolay ikna edebilme, meslekte başarı ve saygınlık kazanma, diğer insanlarla sağlıklı iletişim kurabilme vb. güzel konuşmaya bağlıdır. Güzel konuşmanın yaygın olduğu toplumlarda barış ortamını sağlamak, sosyal ve kültürel ilişkileri geliştirmek, ekonomik ilişkileri düzenlemek daha kolaydır.
Yöneticileri, avukatları, liderleri, tüccarı, iş adamlarını, öğretmenleri diğerlerinden daha saygın ve başararılı kılan temel etkenlerden biri de onların etkili ve güzel konuşmayı bilmeleridir. Bu nitelikteki kimseler, söylemek istediklerini güzel konuşma sanatının incelikleriyle ifade ettikleri için kendilerini dinletmesini bilirler ve herkesin kalbini kazanırlar. Zira bunlar, Aristo’nun dediği gibi düşündüklerinin hepsini söylemez fakat söylediklerini düşünür de söylerler. Konuşma sanatını bilmeyen biri ne kadar akıllı, ne kadar değerli olursa olsun, kendini dinletemez, muhatabını inandıramaz, etrafındakileri kendisinden uzaklaştırır, konuşmaya başladığı andan itibaren çevresine ve kendine zarar vermeye başlar.

GÜZEL KONUŞMA (RETORİK)
Türkçe Sözlük’te retorik terimi şöyle tanımlanmaktadır: 1. Güzel söz söyleme, hitabet sanatı. 2. Söz söyleme sanatlarını inceleyen bilim dalı, belâgat. Belâgat ise konuyu bütün yönleriyle kavrayarak hiçbir yanlış ve eksik anlayışa yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıktan uzak, düzgün anlatma sanatıdır.
Güzel konuşmayı kısaca yerine, zamanına, kişisine uygun olarak yapılan konuşma şeklinde tanımlamak mümkündür.  Hz. Ebubekir’in dediği gibi insan ne söylediğini, kime söylediğini ve ne zaman söylediğini unutmamalıdır. Yani güzel konuşmak isteyen kimse; mekânı, muhatabı, üslubunu ve n e söylediğini gözetmek zorundadır. Konuşma ister hazırlıklı ister hazırlıksız olsun sözlü anlatımın güzel ve etkili olması, konuşma yanlışları yapılmamasına bağlıdır. Bu sebeple güzel konuşmayı içinde konuşma yanlışları bulunmayan sözlü anlatım, şeklinde tanımlamak da mümkündür.
a) Konuşma Yanlışları
Kuşlar ayaklarıyla, insanlar dilleriyle yakalandığı için bir kimse konuşmaya başladığı andan itibaren bilgisi, görgüsü, saygısı, ahlak anlayışı, dünya görüşü vb. hakkında karşı tarafa ipuçları vermeye başlar. Zira bunların davranışlara/konuşmaya yansımaması mümkün değildir. Bu sebeple güzel konuşabilmek için önce bu yanlışların farkına varmak, bunları düzeltmeye çalışmak son derece önemlidir. Konuşma yanlışları çevreye, eğitim düzeyine, ana dili kullanma becerisine, alışkanlıklara ve kişiye göre değişmekle beraber bunlar; alışkanlıklardan kaynaklanan davranış yanlışları, kuralları bilmemekten kaynaklanan yanlışlar, üslup yanlışları ve söyleyiş yanlışları olmak üzere dört grupta değerlendirilebilir:
Alışkanlıklardan Kaynaklanan Davranış Yanlışları: Bir kimsenin diğer insanlarla sağlıklı bir iletişim kurmasında alışkanlıklarının ve anlayışının payı büyüktür. Muhatabın; diğerlerine tepeden bakan, onları hor gören, gururlanan, kibirlenen, övünen, başkalarının kusurlarını araştıran, her fırsatta onlarla alay eden, dedikodu eden, yalan söyleyen, başkalarına konuşma fırsatı tanımayan, onların sözlerini kesen, herkesi yerli yersiz ve usulsüz eleştiren, geveze, ilgisiz, bencil, boşboğaz, samimiyetten uzak, kendine güveni olmayan, bağırarak konuşan bir kimse olması istenmez. Bu niteliklerden birini veya birkaçını alışkanlık edinen hatibin başarılı olabilmesi için her şeyden önce bu olumsuzluklardan kurtulması gerekir. Aksi hâlde, konuşmasına eksi puanlarla başlamış olur.
Kuralları Bilmemekten Kaynaklanan Yanlışlar: Aşağıda sıralanan etkili ve güzel konuşma kurallarını bilmeyen, bu konuda deneyimsiz, konuşurken yaptığı yanlışlardan ve etkili sunum tekniklerinden habersiz bir konuşmacının kendini dinletebilmesi, başarılı bir sunuş yapması mümkün değildir.
Plansızlık, bu yanlışların başında gelir. Hatip, ne kadar deneyimli olursa olsun dinleyicilere hitaben yapılan sunuş konuşmaları, konuşma planı yapmayı gerektirir. Plan, konuşmadaki dağınıklığı gidermeye, süreyi iyi kullanmaya, üslubu belirlemeye, verimi arttırmaya yardım eder.
Hatibin yapacağı konuşmayı, bu konuda deneyimli, bilgili biri huzurunda prova etmesi, onun uyarılarını ve önerilerini göz önünde bulundurması yerinde bir davranıştır. Birçok konuşmacı, ne yazıkki yaptığı hataların farkında değildir ancak biri, onu bunlardan haberdar ettiğinde ne kadar yanlış yaptığını anlamaktadır.
Üslup Yanlışları: Konuşurken zamanı, mekânı, muhatabı ve konuyu göz önünde bulundurmayan bir kimsenin, amiriyle asker arkadaşıyla konuştuğu gibi konuşmasını yadırgamamak gerekir.
Hatip, konuşma türlerini ve bunların özelliklerini iyi bilmelidir. Kime nasıl hitap edeceğini; panel, forum, konferans, açık oturum gibi hazırlıklı konuşmaların özelliklerini, tarzını bilmeyen bir konuşmacının üslup yanlışları yapması kaçınılmazdır. Panelde, konferans verir gibi konuşulmaz.
Etkili ve güzel bir konuşmada konunun içeriği kadar söyleme tarzı da önemlidir. Meramın ifadesi için seçilen kelimeler, bunların söylenme tarzı ve vurgu, muhatapta farklı etkiler uyandırır.
Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır (Atasözü).
Hoo var, öküz durdurur; hoo var, saban kırdırır (Atasözü).
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz
                                              (Yunus Emre)
gibi ifadeler, üslubun ne kadar önemli olduğunu vurgulayan veciz sözlerdendir.
Sözün gereksiz yere uzatılması, gevelenmesi, müphem olması da üslup yanlışlarındandır.
Argo kullanmak ve kaba konuşmak da bir diğer üslup yanlışıdır. Türkçe Sözlük’te; kullanılan ortak dilden ayrı olarak aynı meslek ya da topluluktaki insanların kullandığı özel dil ya da sözcük dağarcığı; serserilerin, külhanbeylerinin kullandığı söz ya da deyim olarak tanımlanan argo (özgünlüğü korumak gereken durumlar dışında) edebî dilde kullanılmamalıdır. Anlatımda argo yanında kaba sözler, küfürler de varsa bu konuşma, tamamen edep sınırlarının dışına taşmış olur. Kendine ve çevresindekilere saygılı bir aydının konuşmasında argoya ve kaba sözlere rastlanmaz. Ancak bugün önemli mevkilerde bulunan kimselerden bazıları bile konuşurken maalesef argo sözler sarfetmektedir. Bu durum, hangi kelimelerin argo olduğunun iyi bilinmediğini göstermektedir.
Söyleyiş Yanlışları: Konuşmanın etkisini azaltan ve ahengini bozan söyleyiş yanlışları şöyle sıralanabilir:
Konuşurken hiç gerekmediği hâlde kelimeleri aynen tekrarlamak, dinleyenlerin dikkatini çekecek sıklıkta yani, anlaşıldı mı, bilmem anlatabiliyor muyum, anladın mı, binaenaleyh, çocuklar, efendime söyleyeyim, hacı, sana bir şey söyleyeyim mi, demem o ki, evet, işin garip tarafı, sizin anlayacağınız, şey, şey yani... gibi sözleri tekrarlamak anlatım ve söyleyiş güzelliğini bozar.
Güzel bir konuşmada vurgu ve tonlamanın doğru yapılması kadar kelimelerin doğru telaffuzu da önemlidir. Bazen yanlış söylenen bir kelime, anlamı bilinmeden kullanılan bir söz, konuşmacının eğitim durumu, anlayışı, görgüsü... hakkında fazlasıyla fikir verecektir. Dilimize başka dillerden giren benzer kelimelerin söylenişine de özellikle dikkat edilmelidir. Mesela, aşık başka âşık başkadır.
Konuşurken aaa..., eee..., ııı... gibi anlamsız sesler çıkarmak veya arada boşluklar bırakmak, konuşmanın ahengi bozan bir diğer olumsuzluktur. Biraz çabayla bu olumsuzluğun giderilmesi mümkündür.
Ses organlarının tembelliği (gevşeklik), kekemelik, pelteklik, tutukluk gibi seslendirme kusurları ise söylenenlerin tam anlaşılamamasına veya yanlış anlaşılmasına sebep olur. Diksiyon alıştırmalarıyla, bu kusurlar tamamen giderilebilir veya en az düzeye indirilebilir.
Hemen her yerde sayılan, sevilen, aranan, kendini dinletmeyi bilen biri olabilmek yukarıda sayılan yanlışlardan uzak durmaya, konuşma kurallarını bilmeye ve bunları başarılı bir şekilde uygulamaya da bağlıdır.
b) Güzel Konuşma Kuralları
Konuşmacının geniş bir zamanı, söylediklerini düzelterek tekrar anlatma imkânı olmadığı için aynı konuyu yazmak, sözlü anlatıma göre daha kolaydır. İyi bir yazar aynı zamanda başarılı bir hatip olamayabilir. Etkili ve güzel konuşmak her ne kadar yeteneğe bağlı olsa da yukarıda bahsedilen konuşma yanlışlarından sakınmakla, söyleyiş kusurlarını düzeltmeye gayret etmekle, bol bol alıştırma yapmakla, doğru örnekleri incelemekle en azından öncekilere göre daha güzel ve başarılı konuşmak mümkündür. Konuşma eyleminin gerçekleştiği bir ortamda konuşmacı veya dinleyici olarak bulunuyorsanız şu hususlara dikkat etmelisiniz:
1. Susun. Güzel konuşmanın birinci kuralı budur. Söz biliyorsan konuş, ibret alsınlar; bilmiyorsan sus, adam sansınlar sözünü hatırlayın. Söylenecek söz olmadığı zaman susmak, erdemdir. Dilin afetlerinden korunmanın en iyi yolu, susmaktır.
2. Dinlemesini bilin. Güzel konuşmada iyi bir dinleyici ve okuyucu olmanın payı büyüktür. Muhatabınızı dinlemiyorsanız onun sizi dinlemesini beklemeyin. Herkesin kendi fikrini tekrar ettiği, aynı anda konuştuğu, gürültülü ve ilgisiz bir ortamda güzel konuşulamaz.
3. Övünmeyin. Sık sık kendinizden bahsetmeyin.
4. Saygılı olun. Kendinize saygınız yoksa başkalarına saygı duymazsınız. Muhatabınıza önem verdiğinizi, onlara saygı gösterdiğinizi kendilerine hissettirin.
5. Samimî olun ve doğal davranın. Kişisel reklama girmeden kendinizden örnekler verin, samimî itiraflarda bulunun. Söylediklerinize inandığınızı her hâlinizle belli edin.
6. Boş konuşmayın. Konunuz mekâna, zamana, duruma, muhataba uygun olsun. Muhataplarınızın ihtiyaçlarına yönelik bilgiler vermeniz, konuşmanızın ilgiyle takibine yardımcı olur.
7. Düşündüklerinizin hepsini söylemeyin fakat söylediklerinizi düşünüp söyleyin. Sözü gereksiz yere uzatmayın. Arada bir ilginç ayrıntılara, enterasan olaylara, merak uyandıran hatıralara yer verin.
8. Sık sık öğüt vermekten sakının. İnsanlar nasihat dinlemekten pek hoşlanmazlar. Davranışlarınızla örnek olun. Olumsuz, ümitsiz ve yıkıcı ifadeler kullanmayın.
9. Başkasına sorulan soruya siz cevap vermeyin. Sizin düşünceniz sorulursa usulüne uygun karşılık verin.
10. Üslubunuza dikkat edin. Ne konuştuğunuz değil, nasıl konuştuğunuz önemlidir. Konuşurken kelime seçimine, bunları doğru söylemeye ve üslubunuza özen gösterin. Kendinize ait bir üslup geliştirmeye çalışın. Yeri geldikçe benzetmelerden, mecazlardan, tezatlardan, kişileştirmelerden, özlü sözlerden, nüktelereden, fıkralardan yararlanın. Söz varlığınızı genişletin. Sınırlı bir dille, tekrarlanan kelimelerle konuşmayın. Anlamını tam bilmediğiniz kelimeleri kullanmaktan sakının. Kelimeleri doğru telaffuz edin. Konuşmanıza ağız özelliklerini yansıtmayın. Edebî dille, kültür diliyle konuşmaya çalışın. Yakın anlamlı kelimeler arasındaki anlam inceliğine dikkat edin. Kaba sözlerden ve argodan uzak durun.
11. Konuşmanız ilginç olsun. Konuşmanızın etkisini artırmak için anlattıklarınızın pratik hayata nasıl geçirileceğine dair yollar gösterin, bazı sürprizler yapın, konuya farklı ve ilginç açılardan bakmayı bilin.
12. Cümleleriniz sağlam olsun. Uzun cümlelere hâkim değilseniz kısa cümleleri seçin
13. Sesinizi iyi kullanın. Sesin insanın kişiliğini, ruh hâlini yansıtan önemli bir unsur olduğunu unutmayın. Hastalık, yorgunluk, korkaklık, dalgınlık, zayıflık, çekingenlik, kendini beğenmişlik… gibi nitelikleri sesinize/konuşmanıza yansıtmayın. Unutmayın! Sert, kaba, pürüzlü, çok ince, hım hım, genizden gelen ses, dinleyenler üzerinde olumlu etki bırakmaz.
14. Vurgulara ve tonlamaya dikkat edin. Sesinizin tonunu duygu ve düşüncelerin özelliğine göre iyi ayarlayın. Tek düze ses tonuyla konuşmayın.
15. Beden dilinizi bilinçli olarak ve ustalıkla kullanın. Jest ve mimikleriniz abartılı olmasın. Bunlar konunun içeriğiyle uyumlu olsun. Doğallığa dikkat edin.
16. Sunuş konuşması yapmanız gerektiğinde (konuyu ne kadar iyi bilirseniz bilin) mutlaka hazırlık yapın. Hiç olmazsa konuşma planınızla ilgili kısa notlar alın. İlginç ayrıntıları, bazı önemli kavramları, şekilleri, rakamları yazdığınız kâğıdı dinleyicilerinize göstermeniz inandırıcılığınızı arttırır.
17. Muhatabınızın gözlerine bakarak konuşun. Konuşurken dinleyicilerinizle göz irtibatını kesmeyin. Onların tepkilerini iyi analiz edin.
18. Dilimizin özelliklerini, dil bilgisi kurallarını, anlatım kolaylıklarını ve inceliklerini iyi bilmeniz konuşurken sizi rahatlatır, kendinize güvenmenize yardımcı olur.

“Düşündüğünüz,
Söylemek istediğiniz,
Söylediğinizi sandığınız,
Söylediğiniz,
Karşınızdakinin duymak istediği,
Duyduğu,
Anlamak istediği,
Anladığını sandığı,
Anladığı
arasında farkların olduğu belirtildiğine göre, insanların iletişimde yanlış anlamasına veya anlaşılmasına yol açacak dokuz ihtimalin göz önüne alınmasında fayda görülmektedir.”
(Dr. Necmettin Karakuş)

2013-2024 © Türk Dili - Doç. Dr. Ahmet KAYASANDIK
Facebook'ta paylaş
İçeriğe dön